25 Mayıs 2007 Cuma

KARAKUŞ ÇİFTLİĞİ
Biz KARAKUŞ ÇİFTLİĞİ olarak yetiştirdiğimiz KANGAL köpeklerini verdiğimiz küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiricilerinden köpeklerimiz ile ne bir şikayet nede bir kalıtsal hastalık çıkmıştır.
En azından değerli dostlarımıza 15 yıl ömrü olan bu sadakat timsali kangalları kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Saygılarımla SİNAN KAAN AYDOĞAN
TEL:05554413617
İSTEYENLERE YAVRU VERİLİR...

» ÇOBAN ve KANGAL KÖPEĞİ «

Türkiye'de koyun yetiştiriciliği genellikle meraya dayalı olarak yapılmaktadır.Karlı bir koyunculuk için koyun sürüleri,büyük oranda mera ile beslenmelidir.Koyunları en iyi şekilde yönetecek,sahip çıkacak ve meradan en yüksek düzeyde yararlanmalarını sağlayacak kişi kuşkusuz çobandır. Dolayısıyla karlı bir koyun yetiştiriciliğinde çoban, önemli bir yere sahiptir.

Bu gün koyun yetiştiricilerin çoğu iyi çoban bulamamaktan ve buldukları çobanların yüksek ücret istemelerinden şikayetçi olsalar da çobanların da zor koşullarda görev yaptığı bilinmektedir.Çobanların ekonomik ve sosyal durumlarını düzeltmek koyun yetiştiriciliğinin gelişmesine ve dolayısıyla Kangal köpeklerinin doğal yaşamlarını sürdürmelerine olumlu etki edecektir.

Kangal köpeklerinin doğal yaşamlarını sürdürebilmeleri için her şeyden önce koyunculuğu karlı ve cazip hale getirmek gerekir.Bu da koyun başına verimi artırmak,yem maliyetini düşürmek ve devletin maddi ve teknik desteği gibi tedbirlerle gerçekleştirilebilir.Koyun yetiştiricisi iyi para kazandığı zaman çobana da hak ettiği ücreti verecektir.Bununla birlikte çobanların refahını artıran tedbirlerin ve teşviklerin uygulanması da gereklidir.Eğitimli ve diplomalı çoban yetiştirilmek üzere; ıslahı,sürü yönetimi doğum ve hastalıklar ile ilgili temel bilgileri öğreten çoban okullarının açılmasında yarar vardır.

»KOYUN ve KANGAL KÖPEĞİ«

Türkiye'de tipik kara iklimine sahip Orta ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde; sert iklim şartlarına uyum sağlamış, yetersiz bakım ve beslenme koşullarına dayanıklı, düşük kombine verimli ve yağlı kuyruklu Akkaraman ve Mor karaman gibi koyunlar yetiştirilmektedir.Bu koyunlar, et, süt ve yapağı gibi verimleriyle bu bölgedeki ailelerin bütçelerine büyük katkı sağlamaktadırlar.

Türkiye koyun varlığı 1930'lu yıllarda yaklaşık 20 milyon iken, 1980'de yaklaşık 48 milyona yükselmiş ancak son yıllarda bu rakam 25 milyona kadar düşmüştür.Büyük ölçüde ekstansif ve meraya dayalı koyun yetiştiriciliğinin yapıldığı Türkiye'de bugün mera alanlarında ¾ oranında azalarak 44 milyon hektardan 11 milyon hektara düşmüştür. Bir hayvancılık işletmesinde toplam giderlerin %70 inin yem giderleri olduğu göz önünde tutulursa meranın bir koyun işletmesi için ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Mera alanlarının sürülmesi, yanlış ve yoğun otlatma gibi nedenlerle meralar yıpratılmış ve meralardan yararlanma imkanı oldukça azalmıştır.Bunun sonucunda da koyun sürüleri, beslemek için daha çok dolaşmak ve mesafe kat etmek zorunda kalmışlardır.

Orta ve Doğu Anadolu gibi yem imkanları sınırlı olan kırsal bölgelerde koyunlar, uzun ve sert kış aylarında zayıf düşer; ilkbaharda sürüler halinde otlatılmaya çıkarılırlar. Bu otlatma sonbahar aylarına kadar devam eder. Böylece kısmen göçer koyunculuğa benzer bir koyunculuk şekli kendini gösterir. Bu tip koyunculukta deneyimli çobanların yanında sürüleri koruyacak, bölge şartlarına uyumlu köpeklere gereksinim vardır. Bu görevi en iyi yapacak köpekte kuşkusuz Kangaldır. Dolayısıyla Kangalların varlığı ve ırk özelliklerinin korunması büyük ölçüde koyun yetiştiriciliğinin gelişmesi ile doğru orantılıdır.