25 Mayıs 2007 Cuma

»KOYUN ve KANGAL KÖPEĞİ«

Türkiye'de tipik kara iklimine sahip Orta ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde; sert iklim şartlarına uyum sağlamış, yetersiz bakım ve beslenme koşullarına dayanıklı, düşük kombine verimli ve yağlı kuyruklu Akkaraman ve Mor karaman gibi koyunlar yetiştirilmektedir.Bu koyunlar, et, süt ve yapağı gibi verimleriyle bu bölgedeki ailelerin bütçelerine büyük katkı sağlamaktadırlar.

Türkiye koyun varlığı 1930'lu yıllarda yaklaşık 20 milyon iken, 1980'de yaklaşık 48 milyona yükselmiş ancak son yıllarda bu rakam 25 milyona kadar düşmüştür.Büyük ölçüde ekstansif ve meraya dayalı koyun yetiştiriciliğinin yapıldığı Türkiye'de bugün mera alanlarında ¾ oranında azalarak 44 milyon hektardan 11 milyon hektara düşmüştür. Bir hayvancılık işletmesinde toplam giderlerin %70 inin yem giderleri olduğu göz önünde tutulursa meranın bir koyun işletmesi için ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Mera alanlarının sürülmesi, yanlış ve yoğun otlatma gibi nedenlerle meralar yıpratılmış ve meralardan yararlanma imkanı oldukça azalmıştır.Bunun sonucunda da koyun sürüleri, beslemek için daha çok dolaşmak ve mesafe kat etmek zorunda kalmışlardır.

Orta ve Doğu Anadolu gibi yem imkanları sınırlı olan kırsal bölgelerde koyunlar, uzun ve sert kış aylarında zayıf düşer; ilkbaharda sürüler halinde otlatılmaya çıkarılırlar. Bu otlatma sonbahar aylarına kadar devam eder. Böylece kısmen göçer koyunculuğa benzer bir koyunculuk şekli kendini gösterir. Bu tip koyunculukta deneyimli çobanların yanında sürüleri koruyacak, bölge şartlarına uyumlu köpeklere gereksinim vardır. Bu görevi en iyi yapacak köpekte kuşkusuz Kangaldır. Dolayısıyla Kangalların varlığı ve ırk özelliklerinin korunması büyük ölçüde koyun yetiştiriciliğinin gelişmesi ile doğru orantılıdır.

Hiç yorum yok: